İstanbul Havalimanı dış hatlar gidiş terminalinde uçuştan üç saat önce bilet ve bagaj işlemlerimizi tamamlamak üzere buluşacağız. Türk Hava Yolları'nın tarifeli seferi ile Amsterdam’a yapacağımız uçuşumuz yaklaşık 3 saat 40 dakika sürecektir. Amsterdam’a varışımızın ardından şehri keşfe çıkıyoruz. Tarihi, kültürel zenginlikleri, kanalları, müzeleri ve canlı atmosferi ile ünlü Avrupa’nın en kozmopolit şehirleri arasında yer alan Amsterdam, aynı zamanda özgürlükçü yaşam tarzı ile diğer Avrupa başkentleri arasında ön plana çıkmaktadır. Genç ruhlu şehirde yıl boyunca birçok etkinlik, festival ve konserler düzenlenmekle birlikte, klasik ve modern sanat eserlerinin sergilendiği galeri, müze ve sergilerle de dolup taşmaktadır. Amsterdam turumuz sırasında şehrin en gözde meydanı olan Damrak, Hollanda kraliyet ailesinin resmi ikametgahlarından biri olan Kraliyet Sarayı, , Madame Tussauds Müzesi ve Amsterdam'daki en eski kilise olan Oude Kerk (eski kilise) göreceğimiz yerler arasında yer alıyor. Akşam saatlerinde otelimize hareket edeceğiz ve dinlenmek için serbest saatler.
Sabah kahvaltının ardından otelimizden ayrılarak Amsterdam’a yaklaşık 1 saat mesafede bulunan Marken & Volendam gezimizi yapacağız. Hollanda’nın geleneksel yaşam tarzını en iyi gözlemleyebileceğimiz bu iki balıkçı kasabasını gezerken doğasından ve birbiri ardına dizilmiş rengarenk evleri sizi çok etkileyecek. Eskiden balıkçılık ile geçinen Marken köyü sakinleri, ada turistik bir yer haline gelip ana karaya köprü ile bağlandıktan sonra el sanatları ve geleneksel kıyafetlerin üretiminin yaygın hale gelmesi ile form değiştirmiş. Su baskınlarını önlemek amacıyla kazıkların üzerine inşa edilen evler, günümüzde halen koruma altında tutulmaktadır. Marken’e göre çok daha büyük olan Volendam’a köprü üzerinden kısa bir yolculuk ile ulaşacağız. Yol üzerinde çeşitli peynir üreticileri ve peynir tadım atölyesi bulunan bölgede, bir peynir üreticisini ziyaret edecek ve peynir üretimi hakkında bilgi alacağız. Alışverişiniz için kısa bir serbest zaman verdikten sonra Volendam’a doğru hareket edeceğiz. 20. yüzyılda Picasso ve Renoir gibi ünlü sanatçıların kısa süreli kaldığı bu güzel kasabada geleneksel kıyafetleri ile dolaşan birçok ev sahibi görebilirsiniz. Kısmen balıkçılığın hala devam ettiği kasabayı gezerken; tarihi balıkçı evlerini, müzeleri, el sanatlarının yapıldığı atölye ve mağazaları görebileceksiniz. Geleneksel yemekleri ile öne çıkan Volendam’da öğle yemeği için vaktiniz olacak. Bu iki güzel köyü gezdikten sonra gezimize Brüksel’e doğru yola çıkarak devam edeceğiz. Yaklaşık üç saat sürecek yolculuğumuzun ardından Brüksel’e varmış olacağız. Avrupa Birliği’nin de başkenti olan Brüksel’i uluslararası diplomasinin merkezlerinden biri olarak tanımlayabiliriz. Orta Çağ’dan kalan mirasını başarıyla koruyan ve aynı zamanda modern bir metropol olarak gelişen Brüksel’de yapacağımız şehir turumuz sırasında; Kraliyet Sarayı, Grand Palace (şehir meydanı), St. Michael , Borsa Binası ve Brüksel’in simgesi haline gelen Mannequin Pis Heykeli (işeyen bebek heykeli)
göreceğimiz yerler arasında yer alıyor. Tur bitimi şehri keşfetmek için serbest zamanınız olacak. Akşam saatlerinde otelimize doğru yola çıkacağız ve odalara giriş işlemlerinin tamamlanmasının ardından serbest saatler.
Sabah kahvaltının ardından otelimizden çıkış işlemlerimizi tamamlayarak Brugge’e hareket ediyoruz. Yaklaşık bir saat sürecek yolculuğumuz sonrası Kuzeyin Venedik’i olarak adlandırılan Brugge’e varmış olacağız. Tarihi dokusu, iyi korunmuş Orta Çağ mimarisi, dar sokakları, rengarenk cepheli tarihi binaları, kanalları ve önemli yapılarıyla UNESCO tarafından koruma altına alınan şehir ziyaretçilerine adeta tarihte yolculuk imkanı sunmaktadır. Yeşillikler içindeki parkları ve doğasıyla tarih kokan Brugge, romantik atmosferiyle de sizi kendisine hayran bırakacak. Yürüyerek yapacağımız şehir turumuz esnasında Grote Markt, Gotik mimarisi ile dikkat çeken Belediye Binası, Belfort Çan Kulesi, Kutsal Kan Bazilikası, şehrin en güzel manzarasına sahip Minnewater (Aşk Gölü) göreceğimiz yerler arasında. Şehri keşfetmek için verilecek serbest zaman süresince, şirin kafelerinde vakit geçirebilir ve lokal restoranlarında öğle yemeğinizi yiyebilirsiniz. Brugge gezimiz sonrası Paris’e doğru yola çıkıyoruz. Varışımız sonrası dünyanın en önemli metropollerinden, her köşesinde tarihinin izlerini görebileceğiniz Paris’i gezmeye başlıyoruz. Romantizm denildiğinde akla ilk gelen simgelerden biri olan Paris’e bu özelliğini veren kuşkusuz neoklasik tarzı mimarinin bütün şehri şekillendirmesi diyebiliriz. Haussmann binalarının, geniş caddelerinden ara sokaklarına kadar süslediği, ziyaretçilerini sanki açık hava müzesindeymiş gibi ağırlayan Paris, her seferinde sanattan kültüre, modadan gastronomiye kadar ziyaretçilerine geniş bir deneyim yelpazesi sunuyor. Paris şehir gezimizde ilk durağımız, alışveriş denildiğinde akla ilk gelen Champs Elysees caddesi. Yemek ve alışveriş için verilecek serbest zamanın ardından rehberimizin belirlediği saatte buluşma ve konaklama için otelimize hareket.
Sabah kahvaltının ardından sabah saatlerinde Paris’in en önemli noktalarını görmek için otelimizden ayrılıyoruz. Paris’in kuzeyinde bulunan şehrin en sanatsal ve bohem bölgesi Montmartre (Ressamlar Tepesi) ilk durağımız olacak. Aracımızla ilk olarak canlı gece hayatı ve renkli atmosferi ile dünyaca ünlü kabare şov Moulin Rouge’a da ev sahipliği yapan Pigalle bölgesini göreceğiz. Füniküler ile çıkacağımız Ressamlar Tepesi’nde Sacre Coure Bazilikası bizleri karşılıyor olacak. Bir zamanlar dini yaşantının merkezi olan Ressamlar Tepesi'nde, Fransa'nın manevi yenilenmesini simgelemek amacıyla 1875 yılında yapımına başlanan Sacre Coure Bazilikası, ancak I. Dünya Savaşı'ndan sonra ibadete açılabilmiştir. Montmartre bölgesi manevi dönüşümünün ardından bir sanat merkezi haline gelmiş ve Vincent Van Gogh, Pablo Picasso, Salvador Dali ve Emile Zola gibi birçok ünlü sanatçıya da ev sahipliği yapmıştır. Sanat galerileri ile dolu bohem sokaklarında dolaşmaktan çok keyif alacağınız Ressamlar Tepe’sini keşfetmek ve öğle yemeği için serbest zamanınız olacak. Şehir gezimize modern sanatın ve entelektüel yaşamın merkezi olarak bilinen, birçok eğlence mekanının da bulunduğu Montparnasse bölgesini görerek devam edeceğiz. Sonrasında Seine Nehri üzerinde yapacağımız tekne turu ile Paris’in ikonik yapılarını göreceğimiz keyif dolu bir deneyim sizi bekliyor olacak. Nehir turumuz esnasında; Eiffel Kulesi, Notre Dame Katedrali, Louvre Müzesi, Alexandre III Köprüsü, Orsay Müzesi ve Institut de France panoramik olarak göreceğimiz yerlerin sadece birkaçı. Akşamüzeri saatlerinde Paris’in muhteşem manzarasını kuşbakışı izleyebileceğiniz Eiffel Kulesi’nin 2. katına çıkacağız. 1889 Paris Dünya Fuarı için tasarlanan kule, zamanla Paris’in simgesi ve dünyanın en ihtişamlı yapılarından biri haline gelmiştir. Hala dünyada milyonlarca ziyaretçi ağırlayan en bilindik turistik noktalardan biridir. Gezimiz sonrasında kalacağımız otele hareket edeceğiz.
Sabah kahvaltının ardından erken saatlerde odalardan çıkış işlemlerimizi tamamlayarak otelimizden ayrılıyor olacağız. Yaklaşık 3,5 saat sürecek yolculuğumuz sonrası Fransa'nın en eski şehirlerinden biri olan Metz ilk durağımız. Tarihi boyunca Fransa ve Almanya arasındaki savaşlar sebebiyle sürekli el değiştiren Metz, her iki kültüründe yansımalarını görebileceğiniz tarih kokan atmosferinin yanı sıra muhteşem doğasıyla da sizi çok etkileyecek. Fransa’nın en yeşil kentlerinden biri olan Metz, Moselle ve Seille Nehirleri ve gölleri ile büyüleyici bir doğaya sahiptir. Moselle Nehri üzerinde Alman işçiler tarafından inşa edilen Orta Çağ döneminden kalma “Almanlar Kapısı", UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan ve gotik mimarinin en güzel örneklerinden biri olan göz kamaştırıcı güzelliği ile Saint-Etienne Katedrali, Place d’Armes Meydanı, ünlü Metz Kapalı Pazarı, Fransa’nın en eski yapılarından olan opera ve
tiyatro binası göreceğimiz yerler arasında yer alıyor. Buradaki gezimiz sonrası Lüksemburg’a doğru hareket edeceğiz. Bir saat sürecek keyifli yolculuğumuz sonrası hemen şehir turumuza başlıyoruz. Stratejik konumuyla Avrupa’nın kalbinde yer alan Lüksemburg, ekonomik olarak dünyanın en gelişmiş ülkelerinin başında gelmektedir. 963 yılında kurulan şehir Roma ve Cermen kültürlerinin kesiştiği bir noktada yer alır ve iki uygarlığın etkisi altında kalmıştır. Londra Antlaşmasından sonra bugünkü sınırlarına kavuşan ve resmi adı Lüksemburg Büyük Dükalığı olan ülkenin adı ve başkenti aynı isimdedir. Doğal güzelliklerinin yanı sıra tarihi dokusuyla da ziyaretçilerinin beğenisini kazanan Lüksemburg’ta göreceğimiz yerler arasında; UNESCO Dünya Mirası Listesinde yer alan tarihi
surların ve yeraltı tünellerinin bulunduğu eski şehir Casemates du Bock, şehrin ana meydanlarından biri olan Place Guillaume, 17. yüzyılda inşa edilen Avrupa’nın en güzel balkonu olarak nitelendirilen Chemin de la Corniche göreceğimiz yerler arasındadır. Eski şehirde vereceğimiz serbest zaman süresince akşam yemeği için vakit bulabileceksiniz. Akşam saatlerinde şehirden ayrılarak otelimize doğru yola çıkacağız. Odalarımıza yerleştikten sonra dinlenmek için serbest saatler.
Sabah kahvaltının ardından erken saatlerde otelimizden ayrılarak Strasbourg’a doğru yola çıkacağız. Tarihi boyunca Almanya ve Fransa tarafından paylaşılamayan ve birçok kez el değiştiren şehir, I. Dünya Savaşı'nın ardından Versailles Antlaşması ile tekrar Fransa'ya geri verilmiştir. Avrupa barışının temsil edildiği yer olarak bilinen Strasbourg, Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gibi birçok uluslararası kuruluşa ev sahipliği yapmaktadır. Tarihi ve kültürel zenginliğinin yanı sıra Strasbourg birçok kanal ve su yolu ile çevrilidir. Rhein Nehri’nin bir kolu olan İll Nehri üzerinde kurulan şehir bir zamanlar dünyanın en büyük yapıları arasında yer alan Notre Dame Katedrali’ne de ev sahipliği yapmaktadır. Şehrin tarihi merkezi olan ve UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan pitoresk Orta Çağ kasabası Le Petite France (Küçük Fransa) Strasbourg’da en akılda kalan yerlerin başında gelmektedir. Strasbourg gezimiz sonrası gezimize, Alsace Bölgesi'nin incisi Colmar'ı ziyaret ederek devam edeceğiz. Bölgenin tarihi dokusunu en canlı şekilde yansıtan Colmar'ı keşfederken, adeta zamanın durduğu bir atmosferde kendinizi bulacaksınız. Renkli yarı ahşap evleri, çiçeklerle süslü balkonları ve su kanallarıyla örülü olan Le Petit Venice (Küçük Venedik), Colmar'ın en büyüleyici noktalarından birkaçı. Akşam saatlerinde şehirden ayrılarak otelimize doğru yola çıkacağız. Odalarımıza yerleştikten sonra dinlenmek için serbest saatler.
Sabah kahvaltının ardından otelimizden ayrılarak Freiburg’a geçiyoruz. Bir Alman kenti olan Freiburg Kara Orman’ın bitişiğinde yer alır. Kuşkusuz Freiburg denildiğinde akla ilk gelen, şehrin merkezinin “Bachle” adı verilen minyatür su kanallarıyla döşenmiş olmasıdır. 13. yüzyılda yapılan bu kanallar şehirdeki yangınları önlemek amacıyla tasarlanmış. Günümüzde ise Freiburg ziyaretçilerinin ve çocukların en çok dikkatini çeken tarihi kalıntılar diyebiliriz. Şehrin ortasından yükselen gotik Freiburg Minster Katedrali ise bir diğer dikkat çeken yapılarından. Freiburg gezimizin ardından Luzern’e geçiyoruz. Dört Kanton Gölü’nün kıyısında yer alan şehir, dağların arasındaki eşsiz manzarasıyla, yarı ahşap evleri, dar sokakları ve çiçeklerle süslü balkonları ile hatıralarınızda romantik izler bırakacak. Şehrin merkezinden akan göz alıcı güzelliğe sahip Reuss Nehri şehrin simgelerinden birisidir. Gotik mimarinin izlerini taşıyan Luzern gezimiz sırasında, şehri birbirine bağlayan Chapel Köprüsü’nü, Fransız Devrimi sırasında Tuileries Sarayı'nı korurken hayatını kaybeden İsviçreli muhafızların anısına yapılmış olan Lion Anıtı’nı ve 14. yüzyıl da şehri korumak için yapılan surların bir parçası olan Musegg Duvarı ve Dokuz Kulesi göreceğimiz tarihi yapılar arasında yer almaktadır. Gezimizin ardından Basel’e doğru yola çıkıyoruz. Tarihi boyunca ticaretin yoğun olarak yaşandığı Basel, zamanla bir kültür ve sanayi merkezi haline gelmiş. Roma İmparatorluğu'nun çöküşüyle birlikte, Cermen kabileleri Basel ve çevresindeki bölgelerde hakimiyet kurmaya başlamış ve 5. yüzyıldan itibaren Cermen kabileleri, Rhein Nehri civarında bölgeyi tam anlamıyla etkisi altına almıştır. Günümüzde ise İsviçre’nin en büyük üçüncü şehri olmasının yanı sıra bir çok müze ve sergiye de ev sahipliği yapmaktadır. Yürüyerek yapacağımız şehir gezimiz sırasında gösterişli kızıl rengiyle Belediye Binasını ve 1091 yılında Katolik bir kilise olarak inşa edilen ve 1356’daki büyük deprem sonrası tekrar yapılan Basel Manastırı göreceğiz. Günümüzde Protestan Kilisesi olarak hizmet veren kilise, İsviçre Ulusal Miras listesinde yer almaktadır. Sonrasında ise eski şehir meydanı ve pazar yeri olan Marktplatz’ı gezeceğiz. Birçok festivale de ev sahipliği yapan bu meydan şehrin en hareketli yerlerinin başında gelmektedir. Akşam saatlerinde şehirden ayrılarak otelimize doğru yola çıkacağız. Odalarımıza yerleştikten sonra dinlenmek için serbest saatler.
Sabah kahvaltının ardından odalardan çıkış işlemlerimizi tamamlayarak otelimizden ayrılacağız. Rehberimizin vereceği serbest zaman sorası belirlenen saatte havalimanına doğru hareket edeceğiz. Bilet ve bagaj işlemlerimizi tamamlayarak Türk Hava Yolları’nın sefer sayılı uçuşu ile İstanbul Havalimanına uçuşumuz. Yerel saat ile varışımız ile Benelüx gezimizin sonu.
Unutulmaz anılar biriktireceğiniz bir başka seyahatimizde tekrar bir araya gelmek dileğiyle…
1. Ekstra Turlar dahil: Tur paketimiz, programda belirtilen tüm gezileri içerir. Yol üzerinde herhangi bir noktada gruptan ayrılmadan tüm gezilerin tadını çıkarabilirsiniz. Ekstra turlar için ek bir ücret ödemeniz gerekmez. Yalnızca müze, ören yeri giriş ücretleri ve şehir vergileri hariçtir.
2. Profesyonel Rehberlik: Tur boyunca, deneyimli ve bilgili rehberler eşliğinde gezi yapılır. Rehberler, gezilen yerler hakkında detaylı bilgi verir ve sorularınızı yanıtlar.
3. Esnek Programlar: Sıkıştırılmamış tur programlarında, ziyaret edilecek yerler arasında geniş zaman aralıkları bulunur. Bu, katılımcıların her noktayı acele etmeden keşfetmelerini sağlar. Katılımcılar, gezilecek yerlerin tadını çıkarırken aynı zamanda dinlenme ve rahatlama fırsatı bulurlar. Bu sayede dilediğiniz gibi dinlenebilir veya keşif yapabilirsiniz.
4. Özenle Seçilmiş Rotalar: Comfort turları, ziyaret edilecek yerlerin özenle seçildiği ve tur programlarının dikkatle planlandığı turlardır. Böylece, tur süresince önemli ve ilginç noktaları kaçırmazsınız.
İlk yorumu siz yapın