Sabiha Gökçen Havalimanı dış hatlar gidiş terminalinde uçuştan üç saat önce bilet ve bagaj işlemlerimizi tamamlamak üzere buluşacağız. Pegasus Hava Yolları'nın tarifeli seferi ile Londra’ya yapacağımız uçuşun ardından Londra Stansted Havalimanına varış. Sizi bekleyen özel otobüslerimize geçerek turumuza başlıyoruz. Londra, tarihi, kültürü ve çeşitli yaşam tarzlarıyla dolu, zengin ve dinamik bir şehirdir. İlk olarak Thames Nehri'ni geçerek tarihi Tower of London'a varıyoruz. Bu görkemli kale, 900 yılı aşkın bir süredir Londra'nın savunmasında önemli bir rol oynamıştır. Ardından, Londra'nın en ikonik köprülerinden biri olan Tower Bridge'i ziyaret edeceğiz. Bu mühendislik harikası köprü, eşsiz manzaralar sunar. Buradan ayrılarak şehrin dört bir yanından görülen muazzam kubbesi ile St. Paul Katedrali’ni dışarıdan görmeye gidiyoruz. Londra'nın merkezinde yükselen bu ihtişamlı yapı, 17. yüzyılda Sir Christopher Wren tarafından inşa edilmiştir ve bugün hâlâ hem dini hem de kültürel bir merkez olarak büyük bir öneme sahiptir.
Kahvaltının ardından Londra Gezimize devam ediyoruz. Turumuza Londra'nın kalbinde, Westminster Abbey ile başlıyoruz. Bu görkemli yapı, 1066 yılından beri İngiltere krallarının taç giyme törenlerine ev sahipliği yapmış tarihi bir kilisedir. Westminster Abbey'i dışarıdan gördükten sonra, hemen yanında bulunan Parlemanto binası görülecektir. Parlemanto binasının bir parçası olan resmi adıyla Elizabeth Kulesi olan Big Ben, Londra'nın en ikonik simgelerinden biridir. Sıradaki durağımız Buckingham Sarayı. Kraliyet ailesinin Londra'daki resmi ikametgahı olan bu saray, her gün binlerce ziyaretçiyi kendine çeker. Buckingham Sarayı'ndan kısa bir yürüyüşle Trafalgar Meydanı'na ulaşıyoruz. Meydanın merkezinde, Napolyon Savaşları'nda İngiltere'nin zaferini simgeleyen Nelson Sütunu yer alır. Trafalgar Meydanı sonrası, Thames Nehri boyunca yürüyüşümüze devam ediyoruz. Nehir kıyısında yer alan London Eye, Londra'nın panoramik manzarasını sunan devasa bir dönme dolaptır. 135 metre yüksekliğindeki London Eye, şehrin en önemli noktalarındandır. London Eye manzarasının ardından Londra'nın Chinatown bölgesi’ne hareket ediyoruz. Şehirdeki en renkli ve canlı bölgelerden biridir. Chinatown, geleneksel Çin tarzı kapıları, kırmızı fenerleri ve süslemeleriyle tanınır. Bu dekorasyonlar, bölgeye benzersiz bir atmosfer kazandırır. Chinatown’a oldukça yakın Piccadilly Circus’a hareket ediyoruz. Piccadilly Circus, devasa elektronik reklam panolarıyla ünlüdür. Ayrıca meydanın merkezinde, resmi adı "Shaftesbury Memorial Fountain" olan ancak yaygın olarak Eros Heykeli olarak bilinen heykel bulunur. Londra’nın en ünlü alışveriş caddesi ve aynı zamanda şehrin kalbinin attığı yerlerden biri olan Oxford Street’e geçiyoruz. Her gün binlerce insanın gelip geçtiği bu cadde, sürekli bir hareketlilik içindedir ve tüm lüks markaların mağazalarını bulabilirsiniz. Ayrıca, caddenin çevresinde birçok restoran, kafe ve sokak yemeği tezgahı bulunmaktadır. Oxford Street’e oldukça yakın çeşitli etnik kökenlerden gelen insanların yaşadığı ve çalıştığı bu bölge, Londra’nın en kozmopolit ve enerjik yerlerinden biri olan Soho’ya geçiyoruz. Soho’ya adım attığınızda, dar sokaklar, tarihi binalar ve arnavut kaldırımlı yollar sizi karşılar. Bölge, 17. yüzyıldan beri yerleşim alanı olarak kullanılmaktadır ve uzun yıllar boyunca farklı kültürlerin buluşma noktası olmuştur. Bugün, Soho, Londra’nın en hareketli gece hayatına sahip bölgelerinden biri olarak bilinir. Londra’nın en büyük ve en ünlü parklarından biri olarak, şehrin tam ortasında yer alır ve adeta Londralıların nefes alabildiği yeşil bir vaha gibi olan Hyde Park’a geçiyoruz. 350 hektarlık bu devasa alan, tarih boyunca pek çok önemli olaya tanıklık etmiş ve günümüzde de hem yerel halk hem de ziyaretçiler için popüler bir buluşma noktası haline gelmiştir. Hyde Park gezimizin ardından serbest zaman, dileyen misafirlerimiz bu serbest zamanı alışveriş veya British Museum’u gezerek değerlendirebilirler. British Museum, Londra'da girişin ücretsiz olduğu müzeler arasında yer alır. Ziyaretçiler, bu müzeye ücretsiz olarak girebilir ve dünyanın en önemli sanat eserleri ve tarihi koleksiyonlarını keşfedebilirler. Müzelerde içerideki yoğunluğa göre girişlere izin verildiğinden öncesinden sitesinden rezervasyon yapmanız tavsiyedir, sırt çantalı olarak girişler kabul edilmemektedir. Thames Nehri üzerinde tekne ile yapılacak tur ile tarihi Londra'yı farklı bir açıdan görme imkânı yakalayacaksınız.
Rehberimizin belirlediği lokasyon ve saatte buluşarak otelimize dönüyoruz ve dinlenmek için serbest zaman.
Kahvaltının ardından Oxford şehrine hareket ediyoruz. Oxford, İngiltere’nin en eski ve en prestijli üniversite şehirlerinden biri olarak bilinir, ama aynı zamanda zengin tarihi, büyüleyici mimarisi ve canlı kültürel atmosferiyle de dikkat çeker. Londra’nın yaklaşık 90 kilometre batısında yer alan bu şehir, sakin bir atmosferle birlikte yoğun bir entelektüel enerji sunar. Oxford’un şehir merkezi, eski taş binalar, dar sokaklar ve huzur dolu meydanlarla doludur. High Street, Cornmarket Street ve Broad Street gibi caddeler, mağazalar, kafeler ve restoranlarla doludur. Burada hem modern hem de geleneksel İngiliz tarzını bir arada bulabilirsiniz. Oxford Üniversitesinin bahçe kısımları gezildikten sonra Stonehenge’e doğru hareket ediyoruz. Stonehenge, yaklaşık 5.000 yıl önce inşa edilmiş olup, Neolitik (Yeni Taş Devri) ve Tunç Çağı’ndan kalma bir yapıdır. Bu, insanlık tarihindeki büyük bir dönüm noktasını ve yerleşik toplumların gelişimini gösterir. Stonehenge, o dönemdeki insanların mühendislik yetenekleri, sosyal yapıları ve inanç sistemleri hakkında ipuçları sunar. Stonehenge, sadece etkileyici bir antik anıt değil, aynı zamanda tarih, arkeoloji, astronomi ve kültür açısından büyük bir öneme sahiptir. Ziyaretimizin ardından Bath’e hareket ediyoruz. Bath, Yazar Jane Austen'in yaşamının belirli bir dönemini ve eserlerini doğrudan etkileyen önemli bir yerdir. Bath, İngiltere'nin güneybatısında yer alan, Roma döneminden kalma hamamları, muhteşem Gürcü dönemi mimarisi ve pitoresk manzaralarıyla ünlü bir şehirdir. Bath Abbey, şehir merkezinde yer alan etkileyici bir Gotik katedraldir. Bath'ta Avon Nehri üzerinde yer alan Pulteney Köprüsü, 18. yüzyılda inşa edilmiştir ve dünyadaki üstünde dükkanlar bulunan birkaç köprüden biridir. Köprünün mimarisi ve manzarası oldukça etkileyicidir. Royal Crescent, Bath’ın en ikonik yapılarından biridir. 30 adet Gürcü stili evden oluşan bu yarım ay şeklindeki yapı, 18. yüzyıl mimarisinin en güzel örneklerinden biridir. Bath, gezimizin ardından Birmingham’a hareket ediyoruz. Otelimize giriş işlemlerinin ardından dinlenmek üzere serbest saatler.
Kahvaltının ardından Liverpool’a hareket ediyoruz. Liverpool, İngiltere'nin kuzeybatısında yer alan, canlı ve enerjik bir şehirdir. Burası, sadece tarihiyle değil, aynı zamanda müziği, futbolu ve benzersiz karakteriyle de öne çıkar. The Beatles'ın üyeleri John Lennon, Paul McCartney, George Harrison ve Ringo Starr, Liverpool’da doğup büyüdüler. Şehir, onların müzikal gelişiminde ve grup olarak şekillenmelerinde büyük bir rol oynamıştır. Liverpool Katedrali , Liverpool Limanı(Albert Dock) , St. George’s Hall ve The Beatles Story (Dış Mekan) görülecek yerler arasındadır. Liverpool’dan ayrılıp Manchester’a hareket ediyoruz. Manchester, tarihi ve modernliği bir arada sunan dinamik bir şehirdir. 15. Yüzyıldan kalma Gotik mimari ile inşa edilmiş Manchester Katedrali, iç mekanları ile farklı bir deneyim sunacak The Chetham Kütüphanesi , süslü dış cephesi ile Manchester Belediye Binası ve Albert Meydanı görülecek yerler arasındadır. Gezimizin ardından otelimize hareket ve giriş işlemlerinin ardından dinlenmek için serbest saatler.
Kahvaltının ardından çıkış işlemlerimizi tamamlayarak York’a hareket ediyoruz. Roma İmparatorluğu'ndan Vikinglere kadar pek çok medeniyetin izini taşıyan York, İngiltere'nin en iyi korunmuş ortaçağ şehirlerinden biri olarak bilinir. Surlarla çevrili bu şehir, ortaçağ mimarisiyle ünlüdür. Bu surları şehri gezerken görebilirsiniz, şehirde ilk göreceğimiz şey ise İngiltere’nine n büyük katedrallerinden York Minster ‘ı dışarıdan göreceğiz. York’un en eski caddelerinde The Shambles , St Helen Square göreceğimiz yerler arasındadır. Gezimizin ardından Durham’a hareket ediyoruz. Durham’a ilk adımınızı attığınızda, nehir kıyısına kurulu bu şehrin huzurlu ve tarihi atmosferi sizi hemen etkiler. Şehir, River Wear adlı nehrin kıvrımları etrafında şekillenmiş. Şehrin merkezine doğru yürürken bir yanda durgun nehir manzaraları, diğer yanda ise yükselen tarihi yapılar gözünüzü alır. Durham Katedrali, şehrin tam kalbinde yer alır ve şehrin en önemli tarihi yapılarından biridir. Durham Katedrali, bazı Harry Potter filmlerinin çekimlerinde kullanılmıştır. Özellikle "Harry Potter ve Felsefe Taşı" (2001) ve "Harry Potter ve Sırlar Odası" (2002) filmlerinde katedralin bazı bölümleri, Hogwarts büyücülük okulunun iç mekanları olarak kullanılmıştır. Durham şehir merkezi gezildikten sonra Newcastle Upon Tyne’a hareket ediyoruz. Şehir, Tyne Nehri boyunca uzanan güzel köprüleriyle ünlüdür. Özellikle Tyne Bridge ve Gateshead Millennium Bridge gibi yapılar, Newcastle'ın siluetini tanımlayan semboller haline gelmiştir. Nehir kenarındaki yürüyüş yolları ve kafeler, şehrin huzurlu bir yanını sunar. Gateshead Millennium Bridge, Newcastle ile Gateshead’i birbirine bağlar ve eşsiz bir tasarıma sahiptir. Köprü yaya ve bisiklet yolu olarak kullanılır, ayrıca açılır kapanır mekanizmasıyla ünlüdür. Tyne Nehri’nin üzerinden geçerken şehrin panoramik manzarasını izlemek ve köprü çevresinde yürüyüş yapmak tamamen ücretsizdir. Akşam saatlerinde köprünün ışıklandırılmasıyla birlikte oldukça etkileyici bir görünüm kazanır. Gezimizin ardından otelimize hareket ve dinlenmek için serbest saatler
Kahvaltının ardından çıkış işlemlerimizi tamamlayarak Edinburgh’a hareket ediyoruz. Yaklaşık 3 saatlik yolculuğumuzun ardından Edinburgh’u keşfetmeye başlıyoruz. Şehrin en işlek ve gösterişli caddesi olan Royal Mile’de gezerken orta çağdan kalma binalar ve dar sokaklar arasında tarihin derinliklerine yolculuk edeceksiniz. Cadde üzerinde birçok butik, hediyelik eşya dükkanı, geleneksel
İskoç restoranları ve kafeler bulunmaktadır. St Giles Katedrali Royal Mile’ın ortasında yer alır ve şehrin kültürel mirasının önemli bir parçasıdır. 12. yüzyılda inşa edilmeye başlanan bu katedral, özellikle Gotik mimarisiyle dikkat çeker ve İskoç Reformu’nun merkezi olarak bilinir. Cadde üzerinde yer alan Edinburgh Kalesi, Edinburgh'un en ikonik yapılarından biridir ve şehrin yüksek bir noktasında, Castle Rock adı verilen eski volkanik bir tepe üzerinde yükselir. Tarihi kökenleri 12. yüzyıla kadar uzanan bu
kale, İskoçya'nın kraliyet geçmişi ve askeri tarihinin en önemli simgelerinden biridir. Edinburgh Kalesi, gezisinin ardından ardından rehberin belirlediği saatte buluşma ve ardından Glasgow’a doğru yola çıkıyoruz. Glasgow, İskoçya’nın en büyük ve en dinamik şehirlerinden biridir. Şehrin kalbinde yer alan George Square, Glasgow'un merkezini temsil eder ve etkileyici binalarla çevrilidir. Burada, Glasgow’un tarihi yapıları, anıtlar ve heykellerle dolu meydanın ortasında durarak şehri keşfetmeye başlayabilirsiniz. Meydanın çevresinde, Glasgow'un ikonik yapılarından biri olan Glasgow Şehir Kulübü ve Kraliçe'nin Tiyatrosu gibi tarihi binaları görebilirsiniz. Şehirde verilecek serbest zamanın ardından rehberin belirlediği saatte buluşma ardından otelimize hareket ve dinlenmek için serbest saatler.
Kahvaltının ardından çıkış işlemlerimizi tamamlayarak sabah erken saatlerde Belfast’a hareket ediyoruz. Feribot ile yapacağımız yolculuğun ardından Belfast’a varıyoruz. Varışımızın ardından şehir merkezinde bulunan ve şehrin simgelerinden biri olan Belfast City Hall Belfast’ta görülecek ilk noktalardan biridir. Görkemli mimarisi ile ziyaretçilerini etkileyen bu bina Rönesans Revival ve Barok stilinde tasarlanmıştır. İki katlı, büyük bir kubbeye sahip olan yapının dış cephesi beyaz granit ile kaplanmıştır. Şehrin en önemli dini yapılarından biri olma özelliği taşıyan Aziz Anne Katedrali’ni de görme fırsatımız olacak. Belfast gezimizi sonlandırdıktan sonra İrlanda’nın başkenti Dublin’e doğru yola çıkıyoruz. Yaklaşık 2 buçuk saatlik yolculuğumuzun ardından Dublin’e varışımızı takiben şehri keşfe çıkıyoruz. 13. Yüzyılda inşa edilmiş Dublin Castle, şehrin koruyucu azizi Aziz Patrick’e adanan St Patrick's Cathedral ve şehrin en eski yapılarından olan etkileyici bir gotik mimariye sahip olan Christ Church Cathedral Dublin’in en önemli yapılarındandır. Şehirde verilecek serbest zamanın ardından rehberin belirlediği saatte buluşma ardından otelimize hareket ve dinlenmek için serbest saatler.
Kahvaltının ardından çıkış işlemlerimizi tamamlayarak Dublin şehir merkezine geçiyoruz. Şehirde havalimanı saatine kadar geçireceğimiz vakitte şehrin en ünlü alışveriş caddesi olan Grafton Street’te vakit geçirebilir, alışveriş yapabilir ya da butik kafelerde zamanınızı geçirebilirsiniz. Serbest zamanın ardından bildireceği saatte Dublin havalimanına transfer. Pegasus Hava yollarının tarifeli seferi İstanbul’a uçuş. Sabiha Gökçen Havalimanı’na varışımızla birlikte turumuzun ve servislerimizin sonu.
Unutulmaz deneyimler yaşayacağımız bir başka turumuzda tekrardan buluşmak üzere.
Edinburgh Kalesi + Thames nehir gezisi+Turist Şehir Vergileri + Yerel Hizmetler
Kişi başı 175 €
***Tur esnasında rehberimize ödeyebilirsiniz ***
1. Ekstra Turlar dahil: Tur paketimiz, programda belirtilen tüm gezileri içerir. Yol üzerinde herhangi bir noktada gruptan ayrılmadan tüm gezilerin tadını çıkarabilirsiniz. Ekstra turlar için ek bir ücret ödemeniz gerekmez. Yalnızca müze, ören yeri giriş ücretleri ve şehir vergileri hariçtir.
2. Profesyonel Rehberlik: Tur boyunca, deneyimli ve bilgili rehberler eşliğinde gezi yapılır. Rehberler, gezilen yerler hakkında detaylı bilgi verir ve sorularınızı yanıtlar.
3. Esnek Programlar: Sıkıştırılmamış tur programlarında, ziyaret edilecek yerler arasında geniş zaman aralıkları bulunur. Bu, katılımcıların her noktayı acele etmeden keşfetmelerini sağlar. Katılımcılar, gezilecek yerlerin tadını çıkarırken aynı zamanda dinlenme ve rahatlama fırsatı bulurlar. Bu sayede dilediğiniz gibi dinlenebilir veya keşif yapabilirsiniz.
4. Özenle Seçilmiş Rotalar: Comfort turları, ziyaret edilecek yerlerin özenle seçildiği ve tur programlarının dikkatle planlandığı turlardır. Böylece, tur süresince önemli ve ilginç noktaları kaçırmazsınız.
İlk yorumu siz yapın