İtalya, tarih, kültür ve mutfağın başkenti olma özelliğiyle her gezginin hayalini süsler. Roma'nın antik kalıntılarından Floransa'nın sanat galerilerine, Venedik'in romantik kanallarından Amalfi Kıyıları'nın muazzam manzaralarına kadar her köşesi benzersiz bir deneyim sunar.
Unutulmaz bir tatil için İtalya turuna katılın, farklı şehirleri keşfedin, en güzel anılarla dönün!
İstanbul Havalimanı dış hatlar gidiş terminalinde uçuştan üç saat önce buluşuyoruz. Bagaj, bilet ve biniş işlemlerinin ardından Türk Hava Yolları tarifeli seferi ile gerçekleşecek Napoli uçuşumuzun ardından, havalimanında bizleri bekleyen özel otobüsümüze geçiyoruz Sorrento turu için hareket ediyoruz. ardından Napoli Körfezi’nin güneyindeki muhteşem sahil kasabası Sorrento’ya hareket ediyoruz. Sorrento, Napoli Körfezi'nin ve Vezüv Yanardağı'nın muhteşem manzaralarıyla çevrilidir. Şehir, denize bakan kayalıkların üzerinde yer alır ve pitoresk plajları, limon bahçeleri ve zeytinlikleri ile ünlüdür. Sorrento şehrinin kalbinin attığı meşhur meydanı Piazza Tasso; kafeler, restoranlar ve dükkanlarla çevrilidir. Duomo di Sorrento (Sorrento Katedrali) de görüldükten sonra tablo misali olan körfezin tadını çıkardıktan sonra Napoli şehir merkezine geçiyoruz. Napoli, M.Ö. 7. yüzyılda Yunanlılar tarafından kurulmuş olup İtalya'nın güneyinde, Campania bölgesinin başkentidir. Şehir, Roma İmparatorluğu döneminde önemli bir merkez olmuş ve orta çağlardan günümüze kadar birçok kültür ve medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Şehir Merkezi (Centro Storico) dar sokakları, tarihi kiliseleri, antik kalıntıları ve görkemli meydanları ile ünlüdür. Duomo di Napoli (Napoli Katedrali) , 13. yüzyılda inşa edilmiş bu kale Castel Nuovo (Yeni Kale) , Palazzo Reale (Kraliyet Sarayı) , San Carlo Tiyatrosu , Galleria Umberto I , Via Toledo caddesi şehrin en önemli yapılarıdır. Akşam saatlerinde otelimize hareket ve dinlenmek için serbest saatler.
Kahvaltının ardından otelden çıkış yapıyoruz ve Vezüv Yanardağı'nın eteğinde yer alan ve M.S. 79 yılında Vezüv'ün patlamasıyla kül altında kalmış antik Pompei şehrine hareket ediyoruz. Pompei, Roma İmparatorluğu döneminde önemli bir ticaret ve kültür merkeziydi. Şehir, tarım, ticaret ve sanatın geliştiği zengin bir yerleşim yeriydi. Ancak, Vezüv Yanardağı'nın yıkıcı patlaması sonucu şehir bir anda lav ve kül tabakası altında kalmıştır. Bu felaket, Pompei'nin o dönemdeki günlük yaşamını dondurmuş ve günümüze kadar korunmuş bir açık hava müzesi haline getirmiştir. Pompei gezimizin ardından Roma’ya doğru hareket ediyoruz. Roma yolculuğumuz sırasında ilk durağımız. Castel Gandolfo, gökyüzüne doğru uzanan zarif bir kalenin etrafında şekillenen, taş sokaklarında geçmişin fısıldadığı bir masal diyarından çıkmış gibi her adımda, tarih ve doğanın birbirine sarıldığı bu huzur dolu kasabanın büyüsüne kapılacaksınız. Gökyüzünün altındaki en mavi aynaya benzeyen göl, sakinliği ve güzelliğiyle masal dünyasına açılan bir kapı gibidir adeta. Kasabanın kalbinde yer alan Papalık Sarayı, masalsı güzelliğin ve tarihsel ihtişamın simgesi gibidir. Yüzyıllar boyunca papalar, bu büyülü yerde huzur bulmuş ve dinlenmiştir. Bahçeleri, rengarenk çiçeklerle dolu patikaları ile bir rüyanın içindeymiş gibi hissedeceksiniz. Nemi ise kırmızı mücevherler gibi parlayan çilek tarlaları ile ünlüdür. Her yıl yapılan Çilek Festivali, renkli şenliklerle kutlanır. Nemi gezildikten sonra otelimize hareket ve dinlenmek için serbest saatler.
Kahvaltının ardından Roma Turu’muza başlıyoruz. Roma’nın içinde katolik dünyasının kalbi ve aynı zamanda dünyanın en küçük bağımsız devleti olan Vatikan’a panoramik gezimizi yapıyoruz. Panoramik Vatikan gezisinin ardından imparatorlarının ihtişamına, gladyatörlerin cesaretine ve sanatın en yüce formlarına ev sahipliği yapmış Roma’yı keşge çıkıyoruz. Bu turumuzda, Cem Sultan’ın hapsedildiği Castel Sant’Angelo’yu göreceğiz. Castel Sant'Angelo, aslında Roma İmparatoru Hadrian tarafından bir mozole olarak inşa edilmiş, daha sonra ise bir kaleye dönüştürülmüştür. Ortaçağ ve Rönesans dönemlerinde ise bir tür hapishane ve papalık kalesi olarak kullanılmıştır. Roma’da göreceğimiz bir diğer yer ise şehrin kalbinde, antik çağların ruhunu taşıyan Kolezyum (Colosseum). Bu devasa arenada, bir zamanlar cesur gladyatörler ve vahşi hayvanlar, halkın tezahüratları eşliğinde destansı mücadelelere girişirmiş. Kolezyum gezimizin ardından Tatlı Hayat Filmi ile ünlenen Aşıklar Çeşmesi'ne (Fontana di Trevi) yaklaştığımızda, göz kamaştıran heykellerinarasında suyun melodisi yankılanır. Bir dilek tutup çeşmeye bir bozuk para attığınızda, Roma’nın büyüsü sizi bir daha asla bırakmazmış. Çünkü derler ki, buraya bir kere gelen, mutlaka bir gün geri dönermiş. Hadrian Tapınağı, Pantheon ve 135 basamaktan oluşan ve batık gemi çeşmesini bulunduran İspanyol merdivenleri görülecek yerler arasındadır. Akşam saatlerinde otelimize dönüş ve dinlenmek için serbest saatler.
Kahvaltının ardından Toscana bölgesindeki Siena’ya hareket ediyoruz. Mahalle kültürünün devam ettiği Siena’ya geldiğinizde ilk göreceğimiz yer, şehrin kalbi olan Piazza del Campo’dur. Bu geniş ve eğimli meydan, dünyanın en güzel meydanlarından biri olarak kabul edilir. Meydanın merkezinde Fonte Gaia adında, mermerden yapılmış bir çeşme bulunur. Meydan, her yıl iki kez düzenlenen ünlü at yarışı Palio di Siena’ya ev sahipliği yapar. Bu yarış, 17 farklı contradan (mahalle) gelen atların yarıştığı, heyecan dolu bir etkinliktir. Siena Katedrali (Duomo di Siena) de görülecek yerler arasındadır. Bu muhteşem gotik yapı, beyaz ve yeşil mermerlerle kaplıdır. Siena’nın dar ve dolambaçlı sokaklarında yürürken, her köşede tarih sizi karşılar. Şehirde yürürken, zaman zaman bir duvar freski veya eski bir taş yapı görebilirsiniz. Siena gezimiz sonrası ortaçağ kasabası San Gimignano’ya adım attığımızda, ilk dikkatinizi çekecek olan şey kuleler olacaktır. Bir zamanlar 72 kule varken şimdi sadece 14’ü kalmıştır. Bu kuleler, eski zengin ailelerin gücünü ve zenginliğini göstermek için inşa edilmiştir. Piazza del Duomo meydanı, kasabanın sosyal ve dini yaşamının merkezidir. Burada, 12. yüzyılda inşa edilen San Gimignano Katedrali yer alır. İçeride, Ortaçağ İtalyası'nın ruhunu yansıtan muhteşem freskleri görebilirsiniz. Katedralin hemen yanında, Belediye Sarayı (Palazzo del Popolo) bulunur. Bir sonraki durağımız, Piazza della Cisterna Meydanı. Bu büyüleyici meydan, adını ortasında bulunan eski bir su sarnıcından alır. Meydan, taş binaları ve tarihi yapılarıyla adeta bir zaman tünelinde yürüyormuş hissi verir. Burada, yerel ürünler ve el yapımı hediyelik eşyalar satan küçük dükkânları gezebilirsiniz. Akşam saatlerinde otelimize hareket ve dinlenmek için serbest saatler.
Kahvaltının ardından Pisa’ya hareket ediyoruz. . Turumuzun ilk durağı tarih kokan romantik İtalyan şehri Pisa’dır. Elbette, herkesin aklına gelen ilk şey, Pisa Kulesi'dir. Eğik duruşuyla dünyaca ünlü bu kule, Piazza dei Miracoli'de, yani Mucizeler Meydanı'nda yer alır. Bu meydan, yalnızca kuleyle değil, beyaz mermerden yapılmış muhteşem Duomo Katedral ve Vaftizhane ile de göz kamaştırır. Her biri, Ortaçağ İtalya’sının sanatsal ve mimari zenginliklerini sergiler. Pisa Kulesi ve hemen yanında bulunan Miracoli Meydanı görüldükten sonra Floransa’ya hareket ediyoruz. Floransa, Rönesans'ın doğduğu ve geliştiği yer olarak dünya kültürel mirasında benzersiz bir öneme sahiptir. Şehir, sanat, bilim ve felsefe alanlarında büyük gelişmelere sahne olmuştur. Medici ailesinin hamiliğinde, Leonardo da Vinci, Michelangelo, Botticelli, ve Brunelleschi gibi büyük sanatçılar ve bilim insanları burada çalışmıştır. Adeta açık hava sanat galerisi olan Floransa’da, Floransa’yı ikiye ayıran Arno Nehri, kuyumcularıyla ünlü Ponte Vecchio köprüsü, Palazzo Vecchio, Rönesans’ın baş yapıtlarından olan Herkül ve Davut heykellerine ev sahipliği yapan Piazza Della Signoria Meydanı, İtalya’nın en yüksek 3. Kubbesine sahip olan Floransa Katedrali (Santa Maria del Fiore Duomo) ve kapısıyla ünlü Vaftizhane görülecek yerler arasındadır. Akşam saatlerinde otelimize dönüş ve dinlenmek için serbest saatler.
Kahvaltının ardından Milano’ya hareket. Milano, İtalya’nın kuzeyinde yer alan, moda, tasarım ve iş dünyasının merkezi olan dinamik bir şehirdir. Milano Katedrali (Duomo di Milano), Milano’nun en ikonik yapılarından biri olup, gotik mimarinin mükemmel bir örneğidir. Bu katedral, dünyanın en büyük beşinci kilisesi ve Avrupa’nın en büyük gotik katedrallerinden biridir. Katedralin dış cephesi, beyaz mermerden yapılmıştır ve detaylı oymalarla süslenmiştir. Katedralin ön cephesinde, sayısız heykel ve oyma bulunur. En dikkat çekici heykel ise, katedralin en tepesindeki altın Madonnina heykelidir. Bu heykel, şehrin koruyucu azizi olarak kabul edilir. Duomo’nun hemen yanında, Galleria Vittorio Emanuele II bulunur. Bu muhteşem alışveriş galerisi, cam tavanı ve mozaik zeminleriyle ünlüdür. Burada, lüks markaların mağazalarını, şık kafeleri ve restoranları bulabilirsiniz. Galerinin dört ana girişi vardır, ancak en ünlü olanı Piazza del Duomo’dan olanıdır. Buradan içeri girdiğinizde, göz alıcı mimarisi hemen dikkat çeker, modern mühendislik ve geleneksel sanatın mükemmel bir birleşimidir. Tur bitimi Milano’daki otelinize transfer ve dinlenmek üzere serbest zaman.
Kahvaltının ardından Garda Gölü’ne hareket. İtalya’nın en büyük gölü Garda Gölü’nde dinlenmek ve muhteşem manzaranın tadını çıkarmak için ziyaret ediyoruz. Garda Gölü’nün suları, zümrüt yeşili ve mavinin en güzel tonlarına sahiptir. Gölün çevresinde yürüyüş yapmak veya sadece manzarayı seyretmek bile insanı rahatlatır. Garda gölü gezimiz sonrası Venedik’e Tronchetto meydanına varışın ardından kısa vapur yolculuğu ile San Marco Meydanı’na varış ve panoramik şehir turu. San Marco Meydanın sonunda, ihtişamlı San Marco Bazilikası bulunur. Bu bazilika, altın mozaikleri ve Bizans tarzı mimarisiyle ünlüdür. Ünlü Ahlar Köprüsü (Ponte dei Sospiri) de burada yer alır ve mahkumların hücrelerine giderken son kez şehir manzarasına baktıkları yerdir. Şehir turumuzda, Büyük Kanal ve üzerinde bulunan Rialto Köprüsü, Dükler Sarayı, Çan ve Saat Kulesi ve Giorgio Maggiore Kilisesi görülecek yerler arasındadır. Venedik’e geldiğinizde ilk dikkatinizi çeken şey, tabii ki su yollarıdır. Büyük Kanal (Canal Grande), şehrin ana arteridir ve bu kanal boyunca, Rönesans döneminden kalma muhteşem saraylar sıralanır. Tur bitimi Venedik’teki otelinize transfer ve dinlenmek üzere serbest zaman.
Kahvaltının ardından odaların boşaltılması ve Bologna’ya hareket ediyoruz. Panaromik Bologna şehir turumuzu yaptıktan sonra havalimanına transfer. Türk Havayollarının tarifeli seferi İstanbul’a uçuş. İstanbul Havalimanı’na varışımızla birlikte turumuzun ve servislerimizin sonu.
Uçuş Detayları ;
***Tur esnasında rehberimize ödeyebilirsiniz ***
İlk yorumu siz yapın